27 Nisan 2009

Türk Kemankeşlerinin Kuvvet ve Çevikliklerine Dair

1937 YILINDA BAŞLATILAN TÜRK OKÇULUĞUNU TEKRAR CANLANDIRMA PROJESİ MALESEF YETMİŞ KÜSÜR YILDIR BAŞARISIZLIKLA SONUÇLANMIŞTIR. ÖZÜNDEN YOKSUN GÜNÜMÜZ OKÇULUĞUDA İSTENİLEN BAŞARIYI SERGİLEYEMEMİŞTİR. FERDİ ÇABA VE KABİLİYETLERİYLE BAŞARILI OLAN SPORCULARIMIZDA DESTEKLENMEYİP, SAHİP ÇIKILMAMIŞTIR. AMA BU GÜN BİRİNCİSİ YAPILAN TÜRK OKÇULUK ÇALIŞTAYIYLA BU CANLANMA NEZİH BİR GURUP' LA TEKRAR BAŞLAMIŞTIR. BEN DE BU GÜNÜN ANISINA SÜLEYMAN KANİ İRTEM' İN 1939 YILINDA KALEME ALDIĞI TÜRK KEMANKEŞLERİ KİTABINDAN KÜÇÜK BİR ALINTIYI SİZE SUNMAK İSTEDİM.
-

- Ok, yay ve kılıç üniversiteye girdi
-

Makbul İbrahim Paşa Atmeydanındaki sarayını ikmal edince Kanuni Sultan Süleymanı davetle bir ziyafet vermişti.
Tozkoparan İskender bu ziyafet eğlenceleri arasında beş demir kalkanı birbiri içine yerleştirdi, at üstünde havale ettiği bir gönder ile hepsini deldi.
Bu kalkanlar 1000 (1579) tarihlerine kadar Yeniçeri talimhanesinde asılmış dururdu; görenler Tozkoparana hayır dualar ederlerdi.
Tozkoparan yayı iki ayağına bırakıp asla kımıldamayarak sol eli ile kabzayı yapışır, sağ eliyle tuncunu sıyırır, öyle kurardı.
Kalkan oyununu görerek memnun kalmış olan Kanuni pehlivanı huzuruna celbetti; böyle yay kuruşunu da seyrettikten sonra
- Bir sığır denlu kuvvetin var!
Diye takdirde bulunarak 30 akçalık ulufesini eliyle çıkardı.

Kemankeşlerin muvaffakiyet için idmanı hiç bırakmamaları kat’iyyen lazım olduğunu ispat edecek hal ve misaller çoktur.
Tozkoparan gibi en namdar bir atıcının Şücağ ile müsabakasında muvaffak olmak için yıllarca uğraştığını itiraf etmesi bu noktanın ehemmiyetini büsbütün tebarüz ettirir.
Böyle iken Tozkoparan lodos menzilinde Şücuağı geçememiştir.O tecrübesinde muvaffakiyetsizliğe uğradıkça:
- Ah ! Bu Bursalı Şücuağın lodos menzili ! Ben de bunu bir tabilsem !
- Diye göz yaşı dökerdi ! Tozkoparan bu tahassür ile dünyadan gitmiş,Şücağın lodos menzili Kanuni zamanında Miralem Boşnak Ahmed ağanın zuhuruna kadar atılmamıştır.
Ahmed ağa Kanuninin daha şehzadeliğinde has kulları arasında fevkalade kuvvetiyle şöhret bulmuştu. Odun yükiyle bir eşeği elma gibi taşırdı; yüklü bir devenin altına girer, hayvanın ayaklarını yeren keserdi; Rodos fethinde Sultan Süleymanla Anadoluya giden orduda iken bir kantar çeker demir top yuvarlağını dirseğini bir yere dayamadan avucunun ortasında kaldırmıştı;Rodos muhasarasında kaleden atılan birer kantarlık taşları böyle kaldırırdı.Bir defa padişahın huzurunda iki koyunu iki elinin birer parmağına geçirmiş, bir kasap yüzünceye kadar ikisini de öyle muallak tutmuştu. N e kadar yüksek at olsa ayağını üzengiye basmadan binerdi. Görenler takdirden kendilerini alamazlardı. Sultan Süleyman da tahsin ile beraber:
- Nihayet kendini helak edeceksin !
Diyerek ata böyle binmekten men etmişti.
( Sayfa ; 66-67) DEVAM EDECEK …

18 Nisan 2009

Haydi Okçuluğumuzu Kurtaralım

- Başarı için gerekli olan ögeleri objektif olarak söyleyecek kim varsa söylesin, başarı için ne yapılacaksa gücü olan yapsın. Hep birlikte oturalım konuşalım ama kimse ipi kendi tarafına çekmesin. Türk okçuluğu bir medeniyetin simgesidir, o simgeyi tekrar canlandıralım.

- Yukarıdaki cümleyi boşuna yazmadım,bu yarışma gördüğüm manzara karşısında donup kaldım. Neydi bu manzara; '' okçuluk sporunun başarılı olması için elinden gelen herşeyi yapan ama gelişmelerin olumsuzluğu karşısında çözümleri yetersiz kalan bir yönetim. Ortalıkta dolaşıp ispiyonculuklarıyla bir yerlere gelmeye çalışan kişiler.Yıllarca milli takımda görev alan sporcuların yanlış evrak bildirimlerinden dolayı aldıkları çok büyük cezalar ve hala başarısız bir kaç antrenörün milli takımda görev almaya devam etmeleri. Hakettikleri halde milli takım kamplarına bile çağrılmayan sporcular. Yarışma esnasında hakem kulesinde yemek yiyen genç hakemler ''.

- Ben olsam tekrar yeni bir yapılanmaya giderim. Antrenör çalıştayı gibi yine üniversitenin öncülüğünde TÜRK OKÇULUĞUNU KURTARALIM adı altında bir çok çalıştay yaparım. Ama idarecesini, antrenörünü, sporcusunu, velisini vede spor yazarlarını da çağırırım. Alınan kararları da objektif ve dürüst uygularım. Daha çok çözüm yolları varda önemli olan uygulamak, şimdilik bu kadar.

- 17-19 Nisan 2009 Antalya yarışasının sonuçları :
Gençler ve Büyükler İlkbahar Okları Şampiyonası Sonuçları (Kaynak : Okç.Fedrs. Sits.) ...>>>


- Kocaeli Compound Yay Genç Bayan Takımı Şampiyon Olurken, Kocaeli' nin Gururu Dinçer EKİZ Yine Şampiyon Oldu.

31 Mart 2009

DÜNYA OKÇULUK KUPASI 1. AYAĞI, 31 MART-5 NİSAN 2009, SANTO DOMİNGO


- Neden hep onlar seviniyor da, hala biz bakıyoruz ?



Resimler : FITA ' dan. -World Cup Stage 1
Santo Domingo (DOM) - 31 March-5 April 2009
Sonuçlara Bakabilirsiniz = RESULTS - NEWS - PHOTOS

- Federasyonun sitesinde bu yarışmayla ilgili hiç bilgi yok; kamp yapıldı mı, kimler yarışmaya gitti, antrenörler kim, idareci kim?


- Hiç bir konuda bilgi yok ki; 2012 olimpiyatlarına hazırlanan sporculara belli bir ücret üzerinden maaş bağlanacak, her federasyon olimpiyat programına aldıkları sporcuları bildirdi, bizimkiler hangi sporcularımızı olimpiyatlara hazırlayacaklar ve kimler tesbit edildi bilmiyoruz? Yapılan işlerin kamuoyuna duyurulması ve paylaşılması gelişen Türkiye' mizde şeffaflık ilkesi değilmidir? Artık dış Dünya' ya açılmanın zamanı gelmedi mi? Uluslararası federasyon başkanı çıkartan bir branşın artık çok yaygın bir spor dalı olması gerekmez mi? Federasyonumuzun sitesi çok kısır, insanlar beni arıyorlar okçuluk federasyonumu diye? Bizim ki blog site olmasına rağmen insanların her sorusuna cevap verebiliyor. Açık olalım, icraatlarımızı insanlarla paylaşalım; eğer bir işi doğru yapıyorsak çekinmeden söyleyebilmeliyiz. İnşaallah bu yazıyı okuduktan sonra, bu yarışmayla ilgili bir şeyleri bizlerle paylaşırlar.
- Ben yine de araştırıp FITA' nın sitesinden en azından sporcularımızın isimlerini bulabildim. Bu yarışmaya sadece recurve yay takımlarımız katılmış :

- Okçuluk Dünya kupası dört ayak üzerinden yapılır, bu dört yarışmada her kategoride en yüksek puan alan dört sporcu final yarışmasına katılır. Derece alan sporculara ödül verilir.Yani bu yarışmalarda ferdi dereceler elde edip, en yüksek puanları alıp final yarışmasına katılmak önemlidir. Final yarışması, spor kanalları başta olmak üzere bir çok TV den canlı veya banttan yayınlanır; yarışmadaki sporcuların vede ülkelerinin bir nevi reklamı yapılır.


TUR
AGDERE Bahadir- 22C Recurve Men's Individual
ERGIN Goktug- 21C Recurve Men's Individual
KARACAM Mustafa Sahin - 23C Recurve Men's Individual
CAKIR Merve - 10B Recurve Women's Individual
KAYA Selma- 9B Recurve Women's Individual
LUKLUOGLU Begul- 8B Recurve Women's Individual


Fotoğraflardan anladığım kadari ile; Antrenör Kim Young HO, İdaerici de Hakan Çakıroğlu gitmiş.

Ben bu kadarını bulabildim.
Resimler : FITA' dan. Bu resmide sizin için buldum.

- YİNE HİÇ BİR ŞEY YOK; DERECE YOK, PUAN YOK. NİYE GİDİLDİ BU YARIŞMAYA, TÜRKİYE' DE YAPILAN KAMPTA BELLİ DEĞİLMİYDİ SONUÇLAR, İLLA BU KADAR MASRAF MI GEREKİYORDU DURUM DEĞERLENDİRMESİ İÇİN?

- DOMİNGO SEYAHATİ SONA ERDİ. MİLLETİN PARASIYLA SEYAHAT ARTIK SON BULSUN. BİZDEN KESİLEN VERGİLERLE GİDİLEN BU SEYAHATLERDEN SIKILDIK. LÜTFEN BİRİLERİ BU İŞE DUR DESİN, BU PARALAR DAHA GÜZEL PROJELERE HARCANSIN ARTIK .

19 Mart 2009

Eski Milli Okçu Şimdi Spor Bilimi Araştırmacısı; İpek Eroğlu Kolayiş

'' Hayri Ertan, Hakan Kolayiş, İpek Eroğlu Kolayiş; bu üç kardeşimiz okçuluk milli takımında defalarca görev almış milli okçular.Ve şimdi ise okçuluk üzerine bilimsel çalışmalar yapıyorlar.''

-Un var, yağ var, şeker var, o halde neden helva yapmıyorsun misali; her şey var haydi o zaman başarılı olmak için çalışalım. Okçu sayımızı 500' den 2000' e çıkartmak amaç olmamalı, amaç her köyde okçuluk sporu yapılmalı olmalı. Her kasabadaki okullarda okçuluk yapılmalı.
- Japonya' nın geleneksel okçuluğna kyudo deniyor biliyorsunuz ve tam 134 bin kişi kyudo okçuluğu yapıyor, ve de her beldesinde yediden yetmiş yediye herkes bu sporu yapabiliyor. Kendi geleneksel yaylarını kendileri yapıyor, kyudo bir yaşam biçimi olmuş...
- Çok konuşulacak şeyler var da, biz kardeşimizin bilimsel çalışmasını görmenizi istedik, aşağıya linkini verdik inceleyin bence ,çok uğraşmış, faydalanmak lazım.

Okçuluk Milli Takımının Antrenman Ortamında Kalp Atım Hızı ve Nişan Alma Süresinin Atış Puanı Üzerindeki Etkileri :
İpek Eroğlu Kolayiş*
Emel Mimaroğlu**


.
Yorumlar :
- Mehmetcan Yegen dedi ki...
Hocam doğru diyorsunuz. Fakat şu var ki biz hep kendi kendimize yakınıyoruz. Daha büyük mercilerde konusulsa bu konu da TV lerde okculuk daha cok gozukse kardeslerimiz bu sporu tanısa. Ben sohbetlerimde 1-2 defa okculuktan bahsedince insanların %90 ının ilgilendigini goruyorum. Bu bizim atasporumuz, sadece hatırlamaya ihtiyacımız var. tesekkürler :)
30 Mart 2009 Pazartesi 21:31 (
http://video.google.com/videoplay?docid=7954250615379387811)

18 Mart 2009

'' Okmeydanı Okçular Tekkesi ” Dünyaya Örnek Olacak…

“Okmeydanı Okçular Tekkesi” dünyaya örnek olacak…
18.03.2009 17:30:00

Sultan II. Bayezid zamanında inşa edilen Okmeydanı’ndaki Okçular Tekkesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi’nin işbirliği ile restore edilerek ihya ediliyor. Projenin tanıtımında konuşan Başkan Topbaş, tekkenin bulunduğu bölgeden kimsenin çıkarılmayacağını ve buralara tapu verileceğini de müjdeledi.
Sultan II. Bayezid zamanında inşa edilen ve 1950’lerden sonra ise plansız gelişme nedeniyle büyük bir bölümü yıkılan Okmeydanı’ndaki Okçular Tekkesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi’nin işbirliği ile restore edilerek ihya edilecek. Projenin tanıtım toplantısı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve Mimar Sinan Genim’in katılımıyla Cemal Reşit Rey Konser Salonu fuayesinde gerçekleştirildi.

Tekke aynı zamanda ilk spor kulüplerinde biri…

Toplantıda basın mensuplarına projeyi anlatan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Sultan II. Bayezid zamanında, günümüzden yaklaşık 500 yıl önce inşa edilen Okçular Tekkesi’nin ilk spor kulüplerinden biri olduğunu ve tarihte bu dönemden sonra 3 kere daha onarımdan geçirildiğini söyledi. Tekkenin İstanbul fethinde de önemli rol oynadığınun altını çizen Başkan Kadir Topbaş, Fatih Sultan Mehmet Han ile Akşemsettin Han Hazretleri’nin o dönemde İstanbul’u yüksekten en iyi gören nokta olan bu yerden İstanbul’un fethini izlediğini ifade etti.
Sultan Fatih’in fetihten sonra bu tekkeyi kendi vakfiyesi haline getirdiğini ve burada Osmanlı askerlerine ok talimleri verildiğini anlatan Başkan Topbaş, “1950’lerden sonra tüm İstanbul genelinde olduğu gibi tekkenin olduğu bölge de plansız gelişmiş. Kaçak yapıların artmasıyla tekke zaman içinde tamamen ortadan kalkmış. 2007 yılından itibaren bu tarihi yapının yeni fonksiyonlarla kente kazandırılması için çalışmalara başladık. Yapının bulunduğu yerdeki 40 civarındaki gecekonduyu kaldırdık, ancak sahiplerine enkaz bedellerini ödeyerek barınacak yer gösterdik” diye konuştu.

Tekke uluslararası okçuluk poligonu olacak

Tekkenin bulunduğu yerin uluslararası bir okçuluk poligonu inşa etmek üzere projelendirildiğini dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, projenin mimar meslektaşı Sinan Genim tarafından hazırlandığını dile getiren Başkan Kadir Topbaş, tekkenin aslına uygun olarak yeniden inşa edileceğini, camisi dışında kalan avlunun sosyal aktiviteler için düzenleneceğini, eskiden atların kaldığı ahırlar ve dervişlerin kaldığı odaların ise kültür merkezi yapılacağını kaydetti.
Projeye seçimden hemen sonra başlanacağını belirten Kadir Topbaş, 2010 yılı sonunda tamamlanmasının planlandığını vurgulayarak, “Böylece İstanbul’un tam göbeğinde, spor ve kültürün yan yana olduğu dünya standartlarında bir tesis inşa edeceğiz. Günümüzde bir tek minaresi kalan tekke aslına uygun olarak yeniden inşa edilecek. Bunun yanı sıra burada uluslararası standartlarda bir okçuluk poligonu inşa edeceğiz. Tekkenin camisi dışında kalan avlu ise sosyal aktiviteler için yeniden düzenlenecek. Avluda atların kaldığı birçok ahır ve dervişlerin odalarını bir kültür merkezi olarak düzenlemeyi düşünüyoruz. Burada, dünyanın en eski okçuluk kulüplerinden birinde uluslararası okçuluk yarışlarının yapılacağı dünyaya örnek olacak bir tesis yeniden canlanıyor. Okçuluk Federasyonu Başkanımızla konuştuk, dünyadaki okçulukla ilgili önemli müsabakaları bu bölgeye aldığımızda bölge sinerji noktası olacak. Turistler gelecek. 2010 sonuna yetiştirmeyi hedeflediğimiz bu proje Okmeydanı’nın canlanması açısından da çok önemli. Bu tesis aynı zamanda kentin tarihî kimliğini de güçlendirecektir” şeklinde konuştu.

Tekkenin çevresinde yıkım yok, tapu var…

Tekkenin bulunduğu bölgeden kimsenin çıkarılmayacağını ve buralara tapu verileceğini de müjdeleyen Başkan Topbaş, bazı siyasi partilerin bölgede tedirginlik yarattıklarını ve burada vatandaşlara tekkenin bulunduğu bu bölgeden çıkarılacaklarını söylediklerini belirterek, “Bu doğru değil. Okmeydanı’nda yıkım yok, bu kadar net söylüyorum. Burası hayrat vakfı arazisi olduğu ve evlere tapu verilemediği için, maliye ile arazi takası yapılarak buraları tapu verilecek hale getirildi. Ama burada, Başakşehir ve Altıntepe gibi yerlerde maalesef bu manipülasyonlar yapılıyor” dedi.
Toplantıda konuşmaların ardından Başkan Kadir Topbaş, Ahmet Misbah Demircan ve projeyi hazırlayan Mimar Sinan Genim ile birlikte projenin maketinin üzerinden bölgede neler yapılacağını anlattı ve basın mensuplarına poz verdi.

Yorumlar :

ecdat'a sahip çıkmak... 2009-03-19 09:36:42
osmanlıyı osmanlı yapan ve 600 küsür yıl cihan hakimiyet yapan kutsal emanetlere göstermiş olduğu ta'zim ve saygının sonucu olduğu kuşku götürmez bir gerçektir.Kadir bey de bu yolu takip ediyor teşekkürler osmanlıyı yaşayana ve yaşatana...
adem koç

Kimin tapusu kime veriliyor? 2009-03-19 08:44:01
Okmeydanı, bilhassa Okçular Tekkesi ve civarı Padişah tarafından Okçular Tekkesi'ne vakfedilmiş. Okçular Tekkesi'nin ihyası çok güzel ama etrafın tapusu kime nasıl veriliyor? Bunu anlamak mümkün değil; inşallah, klâsik seçim lafıdır. Meşhur bir sözdür: "Vakfa bir çivi çakan âbâd, vakıftan bir çivi söken berbâd olur."
Süleyman Berk

istanbul istanbul olalı... 2009-03-19 08:30:34
Allah razı olsun başkan topbaştan. 80lerin ve 90ların başlarının istanbulunu bilen bilir.sahil yolundan giderken midem bulanırdı.şimdi çiçek bahçesi,cennet gibi yerlerden o zamanlar fareler yaya olarak karşıya geçerdi.kazlıçeşmede şuan miting yapılan o olağanüstü yer eskiden lağım merkezi gibiydi.deniz otobüslerinin rüyasını göremezdik.sahilde yürünecek 100 metre yol yoktu,olanlar da çamurdu.Allah bunları başlatan ve devam ettirenlerden kat kat razı olsun.
ersan yaka

- Kaynak : http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/Pages/Haber.aspx?NewsID=17166

2 Mart 2009

2009 Yılı Dünya Salon Okçuluk Şampiyonası Başlıyor

Resim Kayank : Okç.Fedr.

Resim Kaynağı : Okç.Fedr.
Herkese başarılar; Dünya Salon Oçuluk Şampiyonası heyecanını birlikte yaşayalım inşaallah diyorum ve hemen konumuza başlıyorum.
- Bazı antrenör arkadaşlarımız bu yarışmaya katılarak yeni Türkiye rekorlarını da kırıyorlar. Uluslararası yarışmalara en çok katılan Sayın İzzet Avcı ve Sayın Cumhur Yavaş, yıllardan beri milli takımda görev alan değişmez ikili, kendilerini kutlarız.
- İnşaallah sporcularımızın da rekor haberlerini duyarız, hadi bakalım hayırlısı. Bir Dünya Salon Okçuluk Şampiyonası daha başlıyooor !
- Vilademir hocamız federasyonun ilk listesinde kafilede vardı ama şimdiki listede yok, hiç bir açıklamada yok, hayırlısı bakalım, duyarız yakında.
- Sporcularımıza başarılar, bizimkiler hakkında değerlendirmemi yarışma sonunda yapacağım. Ama siz RESULTS bölümünden sonuçlara bakabilirsiniz.
- Malesef ferdi klasmanda derece alamadık, inşaallah takımlarda bir şeyler yaparız,... !
- Takımlarda da derece alamadık.
- Bu bize yakışmadı, Türkiye' ye yakışmadı.
- Daha öncede hep söyledim, ben bu işi biliyorum tam yetkiyi bana versinler inanın şu Dünya Şampiyonası' ndan en az üç madalya çıkartırdık. Herkesi yorum yapmaya öneri getirmeye davet ediyorum, bu işi bilenleri iş başına getirmeyi davet ediyorum. Çocuklarımızın emek ve zamanları boşa gitmesin.
-Türk milleti tarihte başarılı bir millettir, özellikle okçuluk alanında tek isimdir TÜRK , bu imajımızı tekrar kazanmalıyız.
- Bu yarışmanın en iyi sonucunu recurve genç erkek takımız eleme turlarınad 234- puanla Dünya rekoru kırarak elde etti ama sonraki turda elendiler. Kırdığımız bu rekoru sonraki eleme turlarında İtalya takımı da kırarak rekorumuza ortak oldular. Biz genç sporcularımızı kutluyoruz, inşaallah bu cocuklarımıza sahip çıkarız da ileride Dünya çapında madalya alırlar.
- Daha önce söylediklerimin aynısını tekrarlıyorum; düzenli ordularla mücadele etmek için daha ciddi ve organize olmuş bir ordu kurmanız gerek. Yönetimsiz, sistemsiz, çıkarcı ve egoist bir anlayışla başarı elde edemezsiniz. Türkiye' nin her ilinde, ilçesinde ve beldesinde okçuluk yapılırsa ancak başarı elde edersiniz, bir kaç bölgeyle ve bir kaç kişiye iltimas geçerek bir yere varılmaz. Tarafsız, milliyetçi ve bilimsel çalışmalarla ancak başarı gelir ama bunu yapacak ehil kadroların iş başına geçmesi gerekir. Bu kadroları da iş başına geçirecek olan bizleriz, unutmayalım ki toplumlar hakettikleri şekilde yönetilirler, yani her şey bizim elimizde. Biz yinede herşeye rağmen bu internet ortamında Ata sporumuz okçuluğu bir nebzede olsa tanıtmak anlatmak ve sizin düşüncelerinizi de insanlara duyurmak için burdayız. Allah izin verdiği süre de gerçek okçuluk sporunu anlatmaya ve yaymaya devam edeceğiz. Herkese sağlık ve başarı diliyorum.


Rzeszow 2009 World Indoor Archery World Championships (FITA)
NEWS - RESULTS - PHOTOS - SONG
***- Ankara - Elmadağ' da yapılan Salon Dünya Şampiyonası Hazırlık Kampı' na ait görüntüler.[»»]
( Kaynak : Okç. Fedr.) ........................................................................................................ Resim : FITA' dan

DÜNYA ŞAMPİYONASI KAFİLE LİSTESİ
MİLLİ TAKIM KAFİLESİ İSİM LİSTESİ

Kafile Başkanı : Hakan ÇAKIROĞLU
İdareci : Üstün TUNCER
Antrenörler :
Kim JEONG HO (Baş Antrenör) , Cumhur YAVAŞ, İzzet AVCI, İzzet TEKELİ, Gülüşen GÜLER BALCI, Alper AYTAÇOĞLU
Sporcular :
Mustafa Şahin KARAÇAM, Yusuf Göktuğ ERGİN, Bahadır AĞDERE, Çiğdem ÖKTEM, Begül LÖKLÜOĞLU, Selma KAYA, Mustafa Serkan TUNA, Ahmet Sadık YELKANAT, Sevinç UYSAL, Esra SÜLÜN, Melike ATICI, Melih ÖZBOSTANCI, Ali Rıza COŞKUN, Burak ÜŞENMEZ, Aybüke AKTUNA, Özge TÖZER, Cansın AZNEVİ, Sermet ÇINAR, Fatih BOZLAR, Demir ELMAAĞAÇLI, Yağız YILMAZ .

22 Şubat 2009

Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Nazlı İmre, Uluslararası Yelken Federasyonu (ISAF) Başkan Yardımcılığı Seçimini Kazandı

PEK ADETİM DEĞİLDİR OKÇULUĞUN DIŞINDA YAZI YAYINLAMAK AMA BU YAZIDAKİ SAYIN HANIMEFENDİ DE SPOR CAMİASININ ÇOK BAŞARILI YÖNETİCİLERİNDEN VEDE ÇOK ÇALIŞKAN; BU NEDENLE OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM. BİZE FAYDALI OLAN YÖNLERİNİ DE ÖRNEK ALMAK GEREK.
NEDİM İNCE YAZIYOR...
Ajanslar biz yelkencikleri sevindiren önemli bir haber geçtiler 16 Kasım 2008 tarihinde. Türksail internet sitesinden okuyalım:
“Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Nazlı İmre, Uluslararası Yelken Federasyonu (ISAF) Başkan Yardımcılığı seçimini kazanarak önemli bir ilke imza attı.
Dünya yelkenciliğinin en büyük otoritesi sayılan International Sailing Federation (ISAF)'ın İspanya'da yapılan seçimlerinde Başkan Yardımcılığı görevine seçilen Nazlı İmre ile bayrağımız da yönetim merkezinin önündeki gönderde dalgalanacak.
6–16 Kasım 2008 tarihleri arasında İspanya'nın başkenti Madrid'te yapılan ISAF Yıllık Toplantısı'nda gerçekleşen Başkan ve Başkan Yardımcıları seçiminde TYF Başkanı Nazlı İmre Başkan Yardımcılığı'na seçildi.
Başkan Göran Petersson (İsveç), Başkan Yardımcıları Nazlı İmre (Türkiye), Teresa Lara (Venezuela), David Irish (ABD), Teo Ping Law (Singapur), Thomas Holc (Polonya), Alberto Predieri (İtalya), Eric Tulla (Porto Rico)'dan oluşan Yönetim Kurulu 2012 yılına kadar tüm yelken faaliyetlerini yönlendirecekler." Haberin diğer ayrıntısı: 74 ülke delegesinin katıldığı yıllık toplantıda başkan yardımcılığı için 6 aday yarıştı ve ipi Nazlı İmre göğüsledi.
Nazlı İmre köklü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailenin geniş çevresi ve olanakları, Nazlı İmre’nin çalışkanlığı ile birleşince iyi bir eğitim dönemi geçirdi. İngilizce, Fransızca, Rusça, Almanca dil dağarcığına kattığı yabancı diller oldu. Öğrenimi İsviçre Zürih Üniversitesi'nde işletme eğitimi ile sona erdi.
Ülkemizin önemli işadamlarından olan Ergin İmre ile yaşamını birleştiren Nazlı İmre aile şirketi olan Şekerci Hacıbekir'de kendi deyimi ile “kimsenin yapmak istemediği” işleri yapamaya başladı.
Eşi Ergin İmre’nin işi kadar önem verdiği bir başka uğraşısı daha vardı: Yelken sporu. İş yaşamının yoğunluğu ile geçen hafta içini, yelken yarışları ile daha da yoğun geçen hafta sonları izliyordu. Ergin İmre Provezza isimli yelken yatı ile yarıştan yarışa koşuyordu.
Kendi deyişi ile “hafta sonları evde koca beklemekten sıkılan” Nazlı İmre, İdefiks adını verdiği yelken yatı ile eşine ve diğer yelkencilere rakip oldu. Başarıya odaklanmış kişiliği kısa sürede iyi bir ekip oluşturmasına ve başarılı yarışlar çıkarmasına yetti.
1994 yılı yelken sporunun idari tarafına da geçtiği yıl oldu. Bu tarihte Silivri'de yapılan “Optimist Avrupa Şampiyonası” ilk görev aldığı etkinlik oldu ve arkası geldi. Türkiye Yelken Federasyonu’nda Optimist Sekreterliği başta olmak üzere önemli görevler üstlendi. Türk Yelken Vakfı’nın aldığı yolda kişisel katkıları yelkencilerin takdirini kazandı.
Yelken sporunda üstlendiği görevleri büyük bir azimle başarıya ulaştıran İmre 2000 yılında yapılan Türkiye Yelken Federasyonu başkanlığına tek aday olarak girmesine rağmen 57 federasyon seçimi arasında en yüksek katılımı sağladı ve 2004 yılına kadar başarılı bir başkanlık geçirdi.
Yöneticilikte yorulan ve şirket işlerine dönmesini gerektiğini düşünen Nazlı İmre 2004 seçimlerinde aday olmadı. 2006 yılında Türkiye Yelken Federasyonu özerkleşti ve yeni statü yeniden başkan seçimini gündeme getirdi. Yöneticilik başarısı Nazlı İmre’nin peşini bırakmadı ve başkanlığa aday olması için yoğun istek geldi. Bir süre dinlenmiş olması, yeni statünün varlığı yeniden aday olmasını kolaylaştırdı ve seçimi kazanarak yeniden bu kez özerk yelken federasyonunun başkanı oldu.
Başkan İmre için ülkedeki başarılar yeterli değildi. İSAF’da çeşitli kurullarda görevler alıyor ve üstesinden geliyordu. Nitekim bunun taçlandırılması İSAF başkan yardımcılığı şeklinde oldu.
Mersin Yelken İhtisas ve Yat Kulübü Yönetim Kurulu Başkanlığım sırasında birlikte çalışarak yakından tanıma fırsatı bulduğum Nazlı İmre’nin ISAF başkan yardımcılığını başarıyla sürdüreceğinden ve azmin, kararlılığın, çalışkanlığın doğal sonucu olarak ISAF başkanlığına doğru yol alacağından kuşkum yok.
Bu ülkenin “denizci ulus” olmasında temel unsur olduğuna inandığım yelkenciliğe gerek ulusal ve gerekse uluslar arası alanda yaptığınız katkılar için teşekkürler Nazlı başkan.
Yeni görevinizde başarılar sizinle olsun.

- Kaynak : http://www.mersinyasam.com/news/5005.html

- Diğer Haberleri ...>>>

Sayın Nazlı İmre' nin bir röportajı;

Yelken Federasyonu Başkanı Nazlı İmre, 2008 yılında tüm faaliyetlerini gerçekleştirdiklerini, ancak 2009 yılı için bunu yapmalarının mümkün olmadığını vurgulayarak, ''2009, tüm dünyanın ekonomik krizle savaştığı bir yıl olacak'' dedi.

İmre, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gelecek yıl içinde planladıkları bazı organizasyonlarında kesintiye gideceklerini, genel olarak yurt içine ağırlık vereceklerini anlatarak, ''Faaliyetlerimizi küçülteceğiz. Sponsorlarımız olmayacak. Her yerden kesintiye gidilecek. Yurt içine ağırlık vereceğiz. Yurt dışı olarak sadece Yalıkavak'ta, Olimpik Windsurf Dünya Gençler Şampiyonası'nı organize edeceğiz. Yeni Yıl Kupası Yarışması ile Ocak ayı sonunda faaliyetlerimize start vereceğiz'' diye konuştu.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nden (GSGM) geçen yıl 1 milyon YTL bütçe aldıklarını, ancak bunun dahi yeterli olmadığını belirten İmre, şöyle devam etti:

''Bütçemiz yeterli değil. Sponsorlarımızın katkısı var. Para manasında çok büyük bir katkıları olmadı. Ayni yardımlar şeklinde yardımlar söz konusu oldu. Geçen yıl 150 bin Avro civarında bir sponsor geliri sağlamıştık. Bu da eş ve dost diye tabir ettiğimiz arkadaşlarımızla görüşmelerimizden kaynaklanan sponsorluk gelirleri. Gelecek sene bu rakama ulaşamayız.''

-LONDRA' DAN UMUTLU DEĞİL-

Yelken Federasyonu Başkanı Nazlı İmre, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda, Türkiye'den bir sporcunun kürsüde yer almasının mucize olacağını söyledi.

Mevcut Milli Eğitim sistemi içinde bu tür organizasyonlarda başarının hayal olduğunu savunan başkan Nazlı İmre, ''2012 Londra Olimpiyatları'nda, kürsüde bir Türk sporcunun yer alması mucizedir. Bugünkü Milli Eğitim sisteminde bu olanaksızdır. Türkiye'nin sistemi bu. Milli sporcular sadece spor akademisinde okuyabiliyor. Bu yanlışlıkları düzeltmek GSGM'nin görevidir. Ben sadece bir Yelken Federasyonu'yum. Pekin'e 5 dalda, 6 sporcuyla katıldık. Bizleri başarılı olamadık diye eleştirdiler. Kotaları geçemeyip oyunlara gidemeyince eleştiri, gidip başarısız olunca da eleştiri. Büyük paraların döndüğü, futbol, voleybol, basketbol, onlar niye oyunlarda yok. Bu branşlar neden tenkit edilmiyor'' diyerek sözlerini tamamladı.

Yay Ustalarımız Çoğalıyor - Mehmet Gölhan

Mehmet Gölhan beyin çalışmalarını kendi anlatımıyla okuyalım;

'' İlk yaptığım yay 18kg'lık, ikincisi ise 30kg'lık, her ikisininde boyları 134 cm., ikincisinin deri kaplaması henüz bitmedi ama 10-15 deneme atışı yaptım. Hız testleri henüz yapılmadı ama yapılacak. Devamı ... >>>

19 Şubat 2009

Biz De Yıllarca Aynı Şeyleri Söyledik Ama Globalleşmek İçin Mutlaka Yabancı Birinden Duymak Lazım ! Milletin Parası Boşa Gitmez İnşaallah, Kore' li

Hoca Başarılı Olsun, Daha Doğrusu Türk Okçuluğu Başarılı Olsun.

Kim Yo Ho Londra hedefini çizdi!
Okçuluk Milli Takım Teknik Direktörü Kim Young Ho, Türkiye'nin 2012 Londra Olimpiyatları'nda başarılar elde edebilmesi için yoğun bir çalışma içinde olduklarını ve bekleyecek zamanlarının bulunmadığını söyledi.
18 Şubat 2009 , 10:50

Güney Koreli teknik direktör Kim Young Ho yaptığı açıklamada, yaklaşık bir yıldır Türk Milli Takımı'nda görev yaptığını kaydetti. Okçuluk sporunda 37 yıllık geçmişi bulunduğunu ve Güney Kore'de milli takımlarda görev alarak başarılar elde ettiğini ifade eden 53 yaşındaki teknik adam, federasyonun davetini kabul ederek Türkiye'de okçuluğun gelişmesi için çalıştığını belirtti.

Türkiye hakkında daha önce bir bilgisinin bulunmadığını ve buna rağmen çalışmayı kabul ettiğini, geçen yıl yapılan seçmelerle de milli takımı belirlediklerini kaydeden Kim, şöyle konuştu:
''Türkiye'ye gelmeden önce Türk okçuluğu hakkında bilgim yoktu. Antalya'da okçuluk tesislerini görünce ilginin olduğu fark ettim. Okçuluk sahası Güney Kore'deki sahaya benziyordu. Federasyon da okçuluğun gelişmesi için çalışmalar yapıyor. Belirli bir ilerleme yaşıyoruz. Federasyonun özellikle yıldızlara yönelik yoğun programları var. Hacettepe Üniversitesi ile işbirliğine giderek ortak çalışma yapıyoruz. Amacımız daha güzel şeyler ortaya çıkarabilmek. Çeşitli ölçüm ve testler yapacağız.

'' Güney Kore'de okçuluğun çok püpüler olmasına karşın Türkiye'ye oranla daha zor ve katı kuralları bulunduğunu kaydeden Kim, ülkesinde hükümet ve federasyonun okçuluğa destek verdiğini söyledi.
Okçuluğun profesyonel bir branş olduğunu dile getiren Kim, ''Türkiye 2012 Londra Olimpiyatları'nda okçulukta başarılar elde edecektir. Bunun için yoğun bir biçimde çalışıyoruz. Olimpiyatlarda madalya kazanmak için durmaya ve beklemeye zamanımız yok. Federasyon da madalya için elinden geleni yapıyor'' dedi.

-''GÜNEY KORE'DE OKÇULUK, FUTBOL KADAR POPÜLER''
Sporun bir eğitim olduğunu çocukların severek yapması halinde vücutlarının yanı sıra arkadaşlıklarının da gelişeceğini ifade eden Kim, açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Türkiye'de okul takımı yok. Okçulukta en önemli ihtiyaç malzemedir. Eğer malzeme verilirse başarı da artar. Okullarda da asıl sorun malzemedir. Okullar kendi sahalarını yaparsa, diğer okul ve kulüpler de yararlanabilir. Kendi aralarında da müsabakalar yapılırsa bu başarıya yansır. Güney Kore'de okçuluk diğer branşlardan daha popülerdir. Profesyonel bir branş ve futbol kadar önemlidir. Okulların 3 takımı olmak zorundadır. Eğer olimpiyatlarda derece olursa devlet büyük paralar veriyor.

'' Okçuluğun Türkler'in geçmişinde de yer aldığını ve bunun geride kalmaması, muhafaza edilmesi gerektiğini savunan Kim Young Ho, ''Bizim atalarımız da ok atıyordu. Türkler'in geçmişinde de okçuluk var. Bu yönümüzle iki ülke arasında benzerlik var. Okçuluğu gelecek nesillere aktarmalıyız. Atalarımızın neler yaptığını öğretmeliyiz. Türk halkıyla Güney Koreliler önceden beri anlaşabilen topluluklardır. Türkler'in gelip Güney Kore'de savaşmalarını unutmamız mümkün değil'' diye konuştu.

- Kaynak : http://www.ajansspor.com/okculuk/Genel/h/20090218/kim_yo_ho_londra_hedefini_cizdi.html

“Archery is a good mental sport. It teaches you a lot discipline”

Okçuluk faydalı bir zihinsel spordur. Bize bir çok displin kazandırır.