"Allahümme sallu alâ seyyidina ve nebiyyine
muhammed."
Salat-ü selam Ya Şefial Ahmed. Salat-ü selam Ya rahmet peygamberi.
Salat-ü selam Ya nebiler serveri.
Hatırlatma Mahiyetinde; Kısaca İslam’ da Okçuluk .…
İslâmiyet öncesi Türk kültüründe
önemli bir yeri olan ok ve yay, İslâmiyetin kabulüyle dinî bir boyut da
kazanmıştır. Okçuluk kutsal amaçlarla bütünleşmiştir. Kur'anda geçen (Enfal
Süresi, 60. ayet) "Cenkten önce, düşmanınız kafirlere karşı, kuvvetinizi toplayıp
hazır edin" ayetini Hz. Muhammed(s.a.v.) bir hutbesinde açıklarken burada
geçen "kuvvet" sözünün "ok atmak kuvveti" anlamına
geldiğini ifade etmiştir. Okçuluğun önemi hakkındaki hadislerden bir kaç örnek
verirsek : "Oku yapan, oku sunan ve oku atan cennetliktir",
"Çocuklarınıza Kur'an okumayı ve ok atmayı öğretin", "Ok atmak
nafile ibadetten daha hayırlıdır", "Ok atılan yer ile okun düştüğü
yer arasında size cennetten bahçeler vardır (verilecektir)", "Ok
atmayı öğrenen, sonra da terk eden bizden değildir". Bu ve buna benzer
diğer hadislere dayanılarak ok atmanın "sünnet" olduğu kabul
edilmiştir.
Hz. Muhammed'in (s.a.v…) hadisleri nedeniyle atıcılık "Sünnet-i seniyye-i Muhammedi'ye"ye uyularak yapılmış ve ok atıcılığında olan ilgi artmıştır.
Hadislere dayanılarak ok meydanlarına cennetten bir köşe diye bakılmış, sınırlarına tecavüz edilmesine, sarhoş, abdestsiz girilmesine izin verilmemiştir. Ok meydanının yetkili kişisine "Şeyh" denilmiştir. Cihat, yağmur ve afet duaları için bu meydanlarda toplanılmıştır. Ok meydanları mescit kadar kutsal sayılmış ve atışlar dua ile başlayıp, rekor kabullerindeki törenlerde de dualara yer verilmiştir. Okçuluk sporu Pîr-i olan bir spor olduğu için, fütüvvet geleneği ok atışlarında ve kabza alma törenlerinde yer almıştır.
Hz. Muhammed'in(s.a.v.) eshabından Ebi Vakkas oğlu Sa’d(r.a.) atıcıların pîr-i, Ebubekir oğlu Muhammed yaycıların pîr-i ve Şayer oğlu Avan'da (r.a.) ok temrencilerinin pîr-i sayılmışlardır.
Hz. Muhammed'in (s.a.v…) hadisleri nedeniyle atıcılık "Sünnet-i seniyye-i Muhammedi'ye"ye uyularak yapılmış ve ok atıcılığında olan ilgi artmıştır.
Hadislere dayanılarak ok meydanlarına cennetten bir köşe diye bakılmış, sınırlarına tecavüz edilmesine, sarhoş, abdestsiz girilmesine izin verilmemiştir. Ok meydanının yetkili kişisine "Şeyh" denilmiştir. Cihat, yağmur ve afet duaları için bu meydanlarda toplanılmıştır. Ok meydanları mescit kadar kutsal sayılmış ve atışlar dua ile başlayıp, rekor kabullerindeki törenlerde de dualara yer verilmiştir. Okçuluk sporu Pîr-i olan bir spor olduğu için, fütüvvet geleneği ok atışlarında ve kabza alma törenlerinde yer almıştır.
Hz. Muhammed'in(s.a.v.) eshabından Ebi Vakkas oğlu Sa’d(r.a.) atıcıların pîr-i, Ebubekir oğlu Muhammed yaycıların pîr-i ve Şayer oğlu Avan'da (r.a.) ok temrencilerinin pîr-i sayılmışlardır.
( Üzerinde ittifak edilen bir hadistir)Sa’d bin
Ebi Vakkas hazretleri (r.a.)şöyle anlatırlardı: “ Uhut savaşı gününde Hakk’a
gönül bağlayanların efendisi, şehitlerin rehberi olan peygamber(s.a.v.), beni
kutlu meclislerine getirerek oturtup, düşman ile savaş şiddetlendiği zamanda,
kutlu nurlu elleriyle ok çantalarında çektikleri okları birer birer elime
vererek, “Ey Sa’d anam babam sana feda olsun” buyurup, bana ok verdiler, ben de
Resul-i Ekrem’in emri ile düşman tarafına ok attım.” Bir rivayette , “İşte bu
şekilde bana nurlu elleri ile bin civarında ok verdiler, ben de peygamberin
emri ile ok attım.” Sonra Sa’d (r.a) övünme ve nimetin şükrü olarak , “ Hiç kimse benden evvel o varlıkların
kendisi ile övündüğü peygamberin anne ve babasını feda etme nimetine kavuşmadı.
Ayrıca İslam dininde müşriklerin öldürülmesi farz olunca kâfirler hakkında ok
atma en önce bana nasip olmuştur.” Buyururlardı. Hadis açıklayıcıları bunu şöyle yorumladılar:
Hazret-i Zübeyir bin Avvam (r.a.) hazretlerine de, anam babam sana feda olsun
diye tefdiye vaki olması buna uygunsuzluk göstermez. Çünkü Zübeyir hazretleri
hakkında olan feda etme sözü Hendek savaşında olmuştu. Sa’d (r.a) hazretleri
hakkında olan ise Uhud harbinde vuku buldu. Uhud savaşı Hendek harbinden önce
olduğu için caizdir. Sa’d (r.a.) hazretleri bu övünmeyi Hendek savaşından önce
buyurmuş olmalılar. Kısaca söylemek gerekirse peygamberin bu kutlu anne ve
babasını bu iki büyük kişiye feda etmesinin özel bir durum olduğu pek meşhurdur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder